ANTALYA Olgunlaşma Enstitüsü, bugüne kadarki en kapsamlı Yörük sergisi ile kapılarını ziyaretçilere açtı. Yörüklerin sanatla iç içe yaşadığını belirten Enstitü Müdürü Emine Erkal, “Özellikle günümüzde tüketim toplumunda tanınması gereken Teke Yöresi Yörükleri, doğayla uyumlu yaşamanın kapılarını aralamış çok özel insanlar dedi.
Antalya Olgunlaşma Enstitüsü, Teke Yöresi’nin geleneksel el sanatlarını konu alan ‘Göç Yolunda Sanat’ sergisi ile ziyaretçilere kapısını açtı. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışmalarını yürüten enstitü, 8 yıllık emek sonunda hazırlanan sergide, Antalya, Burdur ve Isparta bölgesinin Yörük kültürünü sanatla buluşturdu. 28 Şubat tarihine kadar Antalya Olgunlaşma Enstitüsü Merkez Binası’nda ziyarete açık olan sergi, Yörük yaşamında kıl çadırdan beslenen özel ırk hayvan maketleri, sosyal statü belirleyen baş ve kıyafetleri, hamur üzerine örtülen nakışlı bezleri, gümüş kemerleri, azık keseleri, altın keseleri ve mutfak gereçlerine kadar 250 eserle bugüne kadar açılan en kapsamlı Yörük sergisi olma özelliğini taşıyor.
‘YAŞAMINI SANATIN İÇİNE KATMIŞ TÜRKLER’
Antalya Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Emine Erkal, serginin Yörüklerin konargöçer yaşam tarzını ve el sanatlarını yansıttığını belirterek, “Yörükler, hem yiyecek hem de yaşam standartları açısından çok takdire şayan ve bunu hikayeleştirmiş, yaşamını sanatın içine katmış özel Türklerdir. Yörük zaten yürüyen Türk anlamına gelmektedir dedi. Yörük yaşamından bahseden Erkal, “Konargöçer bir toplum olarak Yörükler, hem hayvanlarını, hem eşyalarını, bütün çadırını yanında taşıyor ama bu süreçte kumaşını kendi dokuyor, nakşını kendi yapıyor. Bunu sanat olsun diye yapmıyor, kendi yaşamını güzelleştirmek için yapıyor. Bu açıdan baktığımızda çok özel bir sergi. Türklerde sanatın önemi bu açıdan işlenmekte, sanat halkın içerisinde diye konuştu. Yörüklerin el işçiliğindeki yeteneğine dikkati çeken Erkal, “Okuma yazma bilmeden Türk anasının yaptığı nakışlar, kuyumculuk işlerindeki inanılmaz becerisi, dokumadaki doğal malzemeyi ürüne dönüştürmesi açısından bakıldığında günümüz için çok kıymetli çalışmalar dedi.
‘DOĞA BİZE DEĞİL, BİZ DOĞAYA UYMALIYIZ’
Serginin en kapsamlı Yörük sergisi olduğuna değinen Erkal, bunun nedeninin ince ayrıntılar olduğunu belirterek, “Kurumumuzun yıllara dayalı araştırmaları sonucunda oluşmuş özel bir sergi. Sergiyi ziyaret edenler mutlaka hikayelerini de dinlesinler. Özellikle günümüzde tüketim toplumunda tanınması gereken Teke Yöresi Yörükleri, doğayla uyumlu yaşamanın kapılarını aralamış çok özel insanlar dedi. Sergide, Yörüklerin günlük yaşamda kullandığı keseler ve örtülerin, dokuma hikayeleriyle birlikte sunulduğunu aktaran Erkal, Yörüklerin gittikleri yörede doğaya uyum sağlayarak pamuktan ketene, ipek böceği yetiştiriciliğine kadar birçok doğal malzemeyi kumaşa dönüştürdüklerini belirterek, günümüz tüketim toplumuna ilham verecek örnekler sunulduğunu söyledi. Erkal, “Doğa bize değil, biz doğaya uymalıyız. Yörükler bunu çok güzel başarmış dedi.
SERGİYE İLGİ YOĞUN
Sergiyi gezen ziyaretçiler, geleneksel el sanatlarının modern bir yorumla sunulmasını beğendiklerini belirtti. Ziyaretçilerden Ebru Arslantaş, “Hem geleneksel hem modern bir sergi. Özellikle Yörük keselerini çok beğendim dedi. Sergideki renklerin Yörük renklerini temsil ettiğini belirten Belgin Keskin, “Gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması çok güzel. Özellikle kullanılan renkler, tamamen Yörük renkleri. Döşemealtı halısının desenlerini kullanan örtülere bayıldım dedi. Sergiyi ziyaret eden Merve Hatun Karataş ise “Antalya’nın yöresel kitre bebekleri ve Döşemealtı kilim desenlerinden yapılan örtüler harika. Geleneğimizi çok güzel anlatan bir sergi diye konuştu.
More Stories
İstanbul’da metro ve tramvay seferleri saat kaçta bitecek? Metro saatleri uzatılacak mı?
Ebrar Sitesi B Blok davasında karar: Tepebaşı ve Öz’e 18 yıl hapis
Belediye başkan yardımcısına tabanca ile ateş eden şüpheli tutuklandı