AKP’nin DAVA’sı çözülüyor: Kurucu isim istifa etti

Almanya’nın siyasi sahnesine Ocak 2024’te hızlı bir giriş yapan ve özellikle Türkiye kökenli muhafazakâr seçmeni hedefleyen Çeşitlilik ve Uyanış için Demokratik İttifak Partisi (Demokratische Allianz für Vielfalt und Aufbruch) yani “DAVA”, ilk büyük iç hezimetini yaşıyor. Partinin kurucularından Çetin Yazıcı, partiden istifa etti. Yazıcı’nın istifa gerekçeleri, partinin kimlik krizi ve dar bir söyleme hapsolma riskine işaret ediyor.

Bu iç çözülme sinyali, DAVA’nın 9 Haziran 2024’deki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden beklentilerin oldukça altında (yüzde 0,2 oy) bir sonuçla çıkması ve milletvekili çıkaramamasıyla daha da anlam kazandı. Aynı seçimlerde, benzer bir hedef kitleye hitap eden Müslüman partisi olarak da tanınan “Bündnis für Innovation und Gerechtigkeit” (BIG) de bir varlık gösterememişti.

“İSLAM PARTİSİ ALGISI VE MARJİNAL SÖYLEMLER”

Çetin Yazıcı, istifa açıklamasında, partinin başlangıçtaki “kapsayıcı” iddiasından saptığını belirterek, iki temel eleştiriyi öne çıkardı:

Birincisi “İslam partisi” algısı. Yazıcı, partinin “İslam partisi” algısına sıkıştırılmaya çalışılmasının, geniş bir göçmen kitlesine ulaşma hedefini baltaladığını ve kendi kültürlerini paylaşanların dahi partiden uzaklaşmasına neden olduğunu vurguladı.

İkincisi ise yönetimdeki söylemler. Üst yönetimdeki bazı isimlerin “marjinal söylemleri ve sosyal medya paylaşımlarına” yönelik uyarıların dikkate alınmadığını ifade eden Yazıcı, bu durumun partinin geleceğini tehlikeye attığını kaydetti.

SEÇİM YENİLGİSİ VE TARTIŞMALI KADRO: DAVA’NIN ÖNÜNDEKİ DUVAR

DAVA’nın geçen yılki AP seçim performansı, uzmanların öngördüğü potansiyelin gerisinde kaldı. Seçim barajı olmamasına rağmen bir sandalye için gereken yaklaşık 190 bin oya ulaşılamadı. Bu sonuç, partinin önündeki zorlukları bir kez daha şöyle gözler önüne serdi:

TARTIŞMALI İSİMLER

Partinin liste başı adayı Fatih Zingal, Türk hükümetine yakınlığıyla bilinen ve Alman istihbaratı tarafından izlenen Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) eski sözcüsüydü. Listenin üçüncü sırasındaki Mustafa Yoldaş ise, Hamas’ı desteklediği gerekçesiyle 2010’da Almanya’da yasaklanan “Internationale Humanitäre Hilfsorganisation” (IHH) eski başkanı ve İslamcı “Millî Görüş” hareketinin bir parçası olan IGMG üyesi olarak biliniyor. Alman Anayasa Koruma Dairesi, Millî Görüş’ü, Almanya’nın sistemini İslami değerler doğrultusunda değiştirmeyi hedefleyen “legalist” bir İslamcı hareket olarak tanımlıyor.

SİYASİ TEPKİLER

DAVA, Almanya’da aşırı sağcı parti AfD’nin (Almanya için Alternatif) “Türk versiyonu” olmakla eleştirilmişti. Dönemin Birlik’90/Yeşiller Partisi milletvekili Max Lucks’un bu yöndeki sözleri, partinin Alman siyasetindeki polarize edici konumunu göstermişti.

KİMLİK VE PROGRAM

Muhafazakâr İslami çizgi. DAVA’nın programı, partinin kimliği hakkında net ipuçları veriyor:

– İslamofobi ile mücadele ve İslam’ın pozitif bir imajını yaymak.

– Bireysel özgürlüklerin yanında “geleneksel aile yapılarının” korunmasının vurgulanması.

– “Yaşam yanlısı” (pro-life) olarak tanımlanmakla birlikte, kürtaj konusunda “annenin karar hakkının” da desteklenmesi.

– Müslüman derneklerin resmi statü (Körperschaft des öffentlichen Rechts) kazanması.

– Eğitimde Türkçenin ikinci yabancı dil olması.

– Asgari ücretin 14 euroya çıkarılması ve esnek emeklilik yaşı.

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU VAR MI?

Çetin Yazıcı’nın istifası ve AP seçim başarısızlığı, DAVA için bir varoluş krizine işaret ediyor. Parti, kuruluşundan bu yana “Erdoğan’ın Almanya’daki uzun kolu” olmakla suçlanırken, şimdi de içeriden gelen “dar bir dini-muhafazakâr söyleme hapsolma” ve “marjinalleşme” eleştirileriyle yüzleşmek zorunda.

Önümüzdeki dönemde DAVA’nın bu krizi aşmak için iki yolu var gibi görünüyor.

Köklü bir strateji değişikliğiyle, Çetin Yazıcı’nın da işaret ettiği gibi, daha kapsayıcı ve geniş bir göçmen kitlesine hitap eden bir söylem ve program benimsemek ya da mevcut çizgisinde ısrar ederek, kendisiyle aynı hedef kitlede rekabet halindeki BIG Partisi gibi, Almanya’daki Türk kökenli muhafazakâr seçmenin sınırlı bir bölümüne hitap eden marjinal bir parti olarak kalmak.

Yazıcı’nın ayrılışı, DAVA’nın hikâyesinde bir “çözülme başlangıcı” mı, yoksa partiyi yeniden yapılandırmak için bir “uyarı sinyali” mi? Bu soru, partinin bu iki yoldan hangisini seçeceğine bağlı olarak şekillenecek.

Son bir şey daha…

Altı milyondan fazla Türkiye kökenlinin yaşadığı Avrupa’da şimdilik AKP mayası tutmamış görünüyor.

Işın Ertürk-Stuttgart

Author: admin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir